Çocuklarda Çürük Engelleme

Süt dişleri hızlı çürür ancak hızla tedavi edilmelidirler…. 
Çocuklarda ağız bakım alışkanlığını geliştirmek yetişkinlere oranla daha kolay ve etkili olabilmektedir. Çocuklar ağız diş sağlığına yeterince dikkat edemeseler de, çocuğun el becerisi, merakı ve anne babanın tutumu diş fırçalama alışkanlığının doğru yerleşmesini belirler.

Süt dişleri normal dişlere oranla daha çok organik madde içerirler, bu nedenle daha kolay ve hızlı çürürler.

Çocuklar, diş çürüğünün erken döneminde görülebilen soğuk sıcak hassasiyeti ve hafif ağrı gibi sinyalleri zamanında yorumlayamaz ve ağrı ancak dayanılamayacak düzeye geldiğinde fark ve şikayet ederler. Bu durumda çürük artık ilerlemiş olup, çocuk diş hekimini ilk ziyaretini şiddetli ağrı ve endişe ile gerçekleştirmiş olur ki bu durum gerek diş hekimleri gerekse anne babalar için oldukça zor bir sürecin başlangıcı olur.

Toplumumuzda yaygın şekilde diş hekimi korkusu olduğu ne yazık ki görülmektedir. Biricik çocuklarımızı yetiştirirken onların ağız diş sağlığını korumak ve ileriki yaşamlarında diş hekimine güven duyarak gidebilmeleri için, onları en doğru şekilde diş klinikleri ve diş doktorları ile tanıştırmak her anne babanın evladına borçlu olduğu bir davranıştır.

Özellikle anaokulu ve ilkokul çağlarındaki çocuklar artık evde anne baba ve bakıcı denetiminden çıkmakta ve kalabalık içinde alışkanlık geliştiren erken dönem bireyler olmaktadırlar. Bu da çocuklarımızın yuvada ya da ilkokul kantininde gözetimimiz dışında şekerli gıda tüketebileceği anlamına gelir. Çocukların bu dönemde aşırı miktarlarda olmadığı sürece şekerli gıda tüketmelerinde sakınca yoktur. Ancak gıda tüketimi sonrası davranışları önem taşır. 

Örneğin çocuk, her şekerli gıda alınımdan sonra dişlerini fırçalayamasa da mutlaka su içmesi ya da su ile ağzını çalkalamasının gerektiğini bilmelidir. Kolayca uygulayabileceği bu durum ağız ortamının asit oranını düşürecek ve çürük gelişimini engelleyecektir. 







Çürük oluşumu engellenebilir mi?



Çürük gelişimi kompleks bir mekanizmadır ve çürük yapıcı bakteri, şeker, zaman ve dişin yapısı gibi bir çok farklı etkenin bir araya gelmesi ile oluşur. Bu etkenlerden birinin yetersizliği veya yokluğu çürük oluşumunu engeller.



Diş çürüğü= Bakteri × karbohidrat (şeker) × konak faktörü (dişin yapısı) × zaman



İşte diş hekimliğindeki koruyucu işlemler tam olarak bu bilgi ışığında ilerlemekte ve bu denklemdeki dört temel etkene müdahale etme alanı aramaktadır.



Bakteri ve şekeri ağızdan uzaklaştırmanın ve çürük denklemini bozmanın en kolay yolu diş fırçalamaktır. Bu şekilde çürüğün gelişiminde ihtiyaç duyulan zaman faktörü de elenmiş olur. 



Çocuklarda diş fırçalama ne zaman başlamalıdır?



Bebeklerde 6-8 aylıkken, (yani ilk dişler ağızda göründüğünde) dişleri temizleme işlemi başlamalıdır. Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce dişleri (en azından çiğneme yüzeylerini) temiz bir tülbent ya da gazlı bezi ıslatarak silmek, temizlemek yerinde olur. 



Diş fırçası kullanımına ise çocuğun arka dişlerinin çıkmasından sonra (ortalama 2,5 - 3 yaşında ) başlanması uygundur. 



Okul öncesi çocuklarda diş fırçalama için bir teknik uygulatmak çok zordur. Bu yaşlarda önemli olan, çocuğa tıpkı el yıkama alışkanlığı gibi diş fırçalama alışkanlığı kazandırmaktır. Çocuklar diş fırçalarken çoğu zaman dişlerin görünen ya da kolay ulaşılan yüzlerini fırçalar. Oysa çürüklerin önlenmesi için dişlerin ara yüzleri ve çiğneyici yüzeylerini çok daha iyi temizlemek gerekir. Bu nedenle fırçalamadan sonra anne ve babanın kontrolü iyi olur.



Çocuklar için diş fırçası ve macunu seçerken diş hekiminize danışmanızda yarar vardır. Ağzında hiç sorunu olmayan 2,5 -3 yaşlarında bir çocuk diş hekimi ile bu şekilde ilk randevusunu sadece dişlerini göstererek yani gülümseyerek atlatmış olur.



Çürük gelişim denklemini bozarak, çürük oluşumunu engellemenin bir yolu da konak faktörü olarak da adlandırdığımız diş yapısını güçlendirmektir.



Çürüğü tamamen engelleyebilecek bir aşı ya da ilaç henüz geliştirilememiştir. Ancak çürük sayısını, dişleri koruyarak ve güçlendirerek azaltmaya yönelik bazı dolgu malzemeleri günümüzde kullanılmaktadır. Bunlardan en yaygın kullanımı olan “fissür örtücü” dediğimiz malzemedir. Diş çürükleri genellikle azı ve küçük azı dişlerinin, çiğneyici yüzlerinde bulunan "fissür" adı verilen oluklarda başlar. Fissür örtücüler, bu olukların üzerini kapatarak, o bölgeye mikrop, yemek artıklarının sızmasını engelleyip çürük başlamasını önlemiş olur. Fissür örtücüler aynı zamanda içerdikleri “florid” iyonu ile dişlerin yapılarının kuvvetlendirilmesine de katkı da bulunur. Bu işlem, tüm süt azılarına, 6 yaşından itibaren çıkan kalıcı azı ve küçük azı dişlerine, aynı zaman da yetişkinlerde yüksek çürük risk grubunda yer alan kişilere de uygulanabilir.



Çürüğü engellemenin başka bir yolu da dişlerin çürüğe karşı direncini artırmaktır. Dişlere yüzeysel (topikal) florid uygulanması ile bu direnç kazandırılır.



Fluorid Uygulamaları…



Fluorid dişlerin çürümesini önleyen, dişlerin yapısını kuvvetlendiren bir elementtir. Fluorid diş macunlarının içinde bulunduğu gibi bazı besin maddelerinde de bulunur. Fakat çocuklar çoğu zaman dişlerini fırçalamayı ihmal ederler ve dişlerinin çürüğe karşı direnç kazanabilmeleri için yeterli fluorid almamış olurlar. İşte böyle durumlar için profesyonel “topikal florid” uygulamaları yapılmaktadır.



Profesyonel topikal fluorid uygulaması sadece diş hekimleri tarafından kullanılabilen bir yöntemidir. Topikal fluorid uygulaması yalnız dişleri çürümeye meyilli çocuklarda değil tüm çocuklarda güvenle uygulanır. Bu sayede yeterli miktarda fluorid dişler üzerine depolanır ve dişlerin yapısı güçlendirilerek çürüğe karşı dirençli olur. Topikal fluorid uygulaması her 6 ayda bir yapılırsa ancak etkili olabilir. Bunun için çocuklarınızı her 6 ayda bir düzenli olarak diş hekimine getiriniz...



Süt dişlerindeki çürükler tedavi edilmeli mi?



Tedavi edilmeyen süt dişi çürükleri, ağrı, kötü koku, çiğneme zorluğu, beslenme bozukluğu ve güzel olmayan görüntüye yol açar.  Bu dönemde tedavi edilmeyen çürük dişler çekilmek zorunda kalır ve ileride diş çarpıklığı, çene gelişiminde bozukluk, çekilmedikleri zaman da genel sağlık problemlerine (romatizmadan kalp rahatsızlıklarına kadar) sebep olabilecektir. 



Süt dişleri geçici bir dönem ağızda bulundukları için anne ve babalar tarafından genellikle nasıl olsa bu dişler değişecek denerek pek önemsenmez. Ancak unutulmamalıdır ki süt dişlerindeki çürükler, yalnız çocuğun yaşam boyu unutamayacağı tatsız ağrı tecrübeleri edinmesine sebep olmaz, aynı zamanda sırada bekleyen kalıcı diş germlerine de (tohumlarına) zarar verir. 



Çocuklarda genellikle ilk daimi diş 6 yaşında süren birinci büyük azı dişidir. 6 yaş çocukların henüz ağız hijyenini çok iyi sağlayamadıkları bir yaştır, buna rağmen çocukların ağzında ömür boyu kullanacakları ilk daimi dişleri ağızdadır. Bu yüzden 6 yaş dişleri öncelikli olarak korunmalıdır… 



Karışık dişlenme dönemi 6 yaşla birlikte başlar ve aynı zamanda çocukların karışık beslenme dönemlerine de denk gelir. İleride ergenlik dönemlerine kadar ki buda 12,13 yaşlarına denk gelir ve aynı zamanda karışık dişlenme sona erer; anne, baba çocuğun ağzındaki değişiklikleri takip etmeli, mutlaka yılda 1 kere diş hekimine götürmeli ve her yeni gelen kalıcı azı dişine fissür örtücü uygulatmalıdır. 



12,13 yaşlarında kalıcı azıları ağzında çürüksüz ve hatta koruma altında olan bir çocuğun ergenlik dönemini atlatana kadar yeni çürükler oluşmadan büyümesi koruyucu diş hekimliğinin ana hedeflerindendir. Böyleye çocuk yetişkin olmaya başladığında ağzında hiç çürük olmayacak ve ağız hijyen alışkanlığı yerleşmiş, bundan sonraki dişhekimi ziyaretleri muayene ve kontrol amaçlı yani gülümsemek için olacaktır… 



Son olarak Beslenme önerileri….



Et, tavuk, balık, yumurta, kurubaklagiller, pekmez, tahin, kuru meyveler, koyu yeşil yapraklı sebzeler gibi demir içeren gıdalar, C vitamininden zengin turunçgiller, domates, biber ve sebzelerle beraber tüketilmeli, böylece demir  emilimi artırılmalıdır.



Yemek zamanlarını aynı saatlerde olmasına özen gösterilmelidir.



Hazır meyve suları yerine çocuklarınıza taze sıkılmış meyve suyu, süt ve ayran içme alışkanlığı geliştirilmelidir.



Şeker tüketiminizi kontrol altına almak, uygulayabileceğiniz en önemli korunma yöntemidir. Şekerli ürünleri tercih ederken, kullanılan şekerin türüne dikkat edebilirsiniz: Yiyecek endüstrisinde yaygın biçimde kullanılan “mısır şurubu”, geleneksel şekerlere göre çok daha karyojeniktir (çürük yapıcıdır). Tercih ettiğiniz şekerli ürünün ağızda uzun süre kalmayacak türde bir ürün olması, yardımcı olabilir. Gün içindeki şeker tüketiminizi, ana öğünlerin sonunda yaparak, sürekli olarak şekere maruz kalmaktan kendinizi koruyabilirsiniz. Şekerli bir ürün tükettikten hemen sonra bir bardak su içmek, bunun ardından dişlerinizi hemen fırçalamak, sizi şekerin etkilerinden koruyabilir. Yüksek oranda kakao içeren çikolataların ve sütlü tatlıların daha az çürük yaptığı düşünülebilir.



Çocuklara bol su tüketmeyi öğretmeliyiz.



Son olarak çocuğunuza olan sevginizi şekerleme, tatlı ve çikolatalarla göstermek yerine onlara vakit ayırarak, onlarla spor yaparak, alışverişe giderek, yürüyüş yaparak, bowling vb. zevkli oyunlar oynayarak yapınız. Elbette ki çocuklar çikolata, tatlı ve fast food tüketebilirler fakat önemli olan bunları ara sıra alışkanlık haline dönüştürmeden ödül olarak vermektir.