Ağız boşluğu birçok enfeksiyon yapıcı ajanı içerir. Geçmişte ağız içi enfeksiyonların sadece ağız ile sınırlı kaldığı düşünülmekteydi. Ancak son bulgular ile tüm bu anlayış değişmiştir: Ağız içi enfeksiyonların genel sağlığa etkileri günümüzde incelenmektedir.
Periodontitis dişin destek dokularının yıkımı ile karakterize olan kronik iltihabi bir hastalıktır. Prevalansı yüksektir (yetişkinlerde %10-15) ve yaşam kalitesi üzerine negatif etkisi vardır.
Bu hastalık sadece ağız içi ile sınırlı değildir. Genel fizyolojiye de etki eder. Diabetin periodontitis için majör bir risk faktörü olduğu bilinmektedir: diabeti olan kişilerde periodontitis görülme sıklığı üç kat artar. Diabet ve periodontitis arasındaki ilişkinin karşılıklı olduğuna dair deliller de vardır: periodontitis durumunda glisemik kontrol güçleşir ve diabet durumunda periodontitis riski artar.
Buradan şu sonuca varabiliriz: Diabet, periodontitisin gelişeceği uygun şartları hazırlar ve periodontitis bir kez başladığında, bu sefer o diabetin şiddetlenmesine sebep olur. İleri derecede periodontitisi olan diabetik kişilerde sadece diabeti olanlara göre makroalbuminemi iki kat ve son seviye böbrek yetmezliği üç kat artmaktadır. Periodontitis; diabete bağlı hiperlipidemiye, bağışıklık hücrelerinin değişimine, ve yaralanan dokuların kendini tamir etme yeteneğinin bozulmasına neden olmaktadır. Periodontitisin diabetin başlamasına neden olduğuna dair bulgulara ulaşılmıştır.Ayrıca kardiorenal mortalite ( iskemik kalp hastalığı ve diabetik nefropatinin birleşimi) riski de üç kat artar. Özetle diabet kontrolünü sağlayabilmek için genel ağız ve peirodontal sağlığı iyileştirmek şarttır.
Diabet artık bir epidemik rahatsızlık olarak sınıflandırılmaktadır: Dünyada 171 milyon diabet hastası olduğu hesaplanmaktadır.
Nöropati, nefropati, retinopati, damar hastalıkları gibi diabete bağlı komplikasyonlara günümüzde periodontitis de eklenmiştir.
Periodontitisin kontrol altına alındığı hallerde insulin ve hemoglobin A seviyelerinin düştüğü izlenmektedir.